Nays T!ng
"Gerçeğ!n Kenarından Hayatın Düzen!ne..."

Google Friend Connect

Pazartesi, Şubat 27, 2012

Google daha kurucularının zihnindeki bir düşünceyken bile “kullanışlılık” en önemli özelliğiydi. Sergey Brin ve Larry Page adındaki iki doktora öğrencisi cebindeki harçlıklarla, arkadaşlarından aldıkları borçlarla, okuldan rica minnet kopardıkları bozuk bilgisayarlarla “Google” adlı bir program geliştirirken piyasada milyar dolarlık dev şirketlere dönüşmüş onlarca arama motoru vardı. Ama hepsinin temeli zayıftı ve gittikçe çöplüğe dönüşen internet bu şirketlerin sonunu getiriyordu. Aramalar alakasız sonuçlar verdiği gibi bir takım aç gözlü arama motoru şirketleri en fazla parayı vereni sonuçlarda en üstte göstermek gibi şeytani yollara başvurmuştu. “Google” sadece bir programdı. Bir şirketin göz bebeği olacağı düşünülerek geliştirilmemişti. Daha doğru ve hızlı sonuçlar veren bir algoritmaydı. Mevcut arama motorlarına ilaç gibi gelecekti ama Allahtan neredeyse hepsi bu iki gencin 1, 6 milyon dolarlık tekliflerini dalga geçerek reddetti. Onlar da kendi arama motorlarını kurmaya karar verdi. Ve bugün dünyanın en büyük birkaç şirketinden biri haline geldi. Zamanının en gözde arama motorlarını tarihe gömmeyi başardı ve hala büyümeye devam ediyor.

Kullanışlılık en önemli özelliği dedim. Bunu hepimiz biliyoruz zaten. Temiz, reklamsız, iç açıcı ana sayfası neredeyse interneti koklatsan açılıyor. İnternetin henüz sadece 1000 de 4 ünü taradıklarını söylemelerine rağmen doğru ve alakalı sonuçlar verme konusunda en güvendiğimiz arama motoru. Üstelik Google artık sadece arama motoru da değil. “Şeytanlık Yapma” felsefesi ile hareket eden Google’ın “Dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek” gibi bir hedefi var. Sadece “arama” ile bunu başaramayacaklarını herkesten daha iyi biliyorlardı. Bu yüzden ilk önce dünyaya bir “ e posta” hediye ettiler. Nisan 1 şakası sandı insanlar. 2004 yılının 1 Nisan’ında bir duyuru ile hizmete başladıGmail. Aramadaki farkını e posta hizmetinde de göstermişti. O dönemde Microsoft, AOL, Yahoo ve daha bir sürü e posta hizmeti veren şirket vardı ama hemen hemen hepsi birbirinin aynıydı. Bazıları maillerinizi sadece 30 gün saklıyordu, bazıları da sadece 2 mb bellek verdiği için e postalarınızı kendi ellerinizle silmeye zorluyordu. Belleği arttırmanız için ciddi miktarda para ödemeniz gerekiyordu. Karmaşık bir yapıları vardı ve hızlı da değillerdi. Gmail gerçek bir şaka gibiydi. Her kullanıcıya 1 GB bellek veriyordu. Üstelik ücretsizdi. Hızlıydı. Kullanışlıydı.

Google insanlar arasındaki iletişime çok önem veriyordu. En fazla e posta gönderiyorlardı internet kullanıcıları birbirine ve google bu hizmeti en iyi verendi. İnsanlar ikinci olarak arama yapıyorlardı. Bunu da tartışmasız en iyi kendisi yapıyordu. Şimdi sıra içerik üretmeye gelmişti. "Blogger" ı Pyra Labs'tan satın alarak başladı bu işe. Kısa zamanda herkesin gönlünü kazanmıştı. Milyonlarca kullanıcıya ulaştı ve şimdi popüler olan facebook veya twitter'dan farklı olarak "kaliteli içerik" sağlıyordu internet alemine. Diğer sosyal ağlar için elinizde bir mouse olması yeterliyken bloglar "klavye" istiyordu. Google , sosyalliğe çok boyutluluk katmıştı "blogger" ile. Ama bir Messenger olamadı. Bir Facebook olamadı. Twitter bile olamadı. Facebook için alternatif olarak düşündüğü Wave tutmadı, yanlış hatırlamıyorsam Facebook’u satın alma girişiminde de bulundu. Şimdi de yeni gözdesi Google Plus. İlk bakışta Facebook çakması gibi görünse de alt yapısı oldukça sağlam. Daha önceki sosyal ağ denemelerindeki başarısızlığı burada da yaşamak istemiyor. “Google’ı, Gmail’i, Blogger’ı ve daha yüzlerce ürünümüzü bedava kullanıyorsanız Google Plus’a da geçeceksiniz arkadaş !” diyor bir anlamda. “ Siz güzellikten anlamıyorsunuz madem biz de sizi mecbur bırakırız” demeye çalışıyor. İletişime yönelik tüm hizmetlerini Google Plus’ta topluyor. Hali hazırda kullanılan hizmetlerine son vererek ürünlere alışmış kitleyi sudan çıkmış balığa döndürmeyi böylece herkesi yeni mecraya çekmeyi planlıyor. Bunlardan biri de Google Friend Connect. Bu en çok blog yazarlarını ilgilendiriyor. Çünkü Friend Connect “İzleyiciler” ürününü barındırıyor içerisinde. 1 Martta son verilecek hizmet blog yazarlarının kafasını karıştırmış durumda. İzlediğim bloglar ne olacak ? İzlemek istediklerime nasıl ulaşacağım ? En önemlisi şimdiye kadarki izleyicilerimi kaybedecek miyim ?

Kapatma duyurusu aylar önce çıkmıştı. Ama kapsamlı bir açıklama yapılmamıştı. Nabız mı yokladılar bilmiyorum ama Google’ı iyi bilen biri olarak “Kendi kullanıcılarına kazık atmaz” demiştim en başından beri. Birilerinin canı yanacak orası kesin ama bloggerlar rahat olsun. Yapılan son açıklama bu gelişmeden “blogspot” kullanıcılarının etkilenmeyeceği yönünde. Ama diğer altyapıları kullanan blog yazarları artık google’ın sunduğu bu hizmetten yararlanamayacak.

Etkilenmeyecek dediysek öyle tam da etkilenmeyecek demedik. Çünkü Friend Connect sadece “İzleyiciler” eklentisi demek değil. Çoğu kullanıcı bilmiyor ama blog yazarının izleyicileri ile iletişim kurmasında büyük kolaylık sağlıyordu. Mesela tüm izleyicilere tek seferde kolay bir şekilde ulaşmak , hepsine birden bir mail veya bir duyuru göndermek çocuk oyuncağıydı. Bunun nasıl yapılabildiğini alttaki resimden anlayabilirsiniz.




1 Marttan itibaren son verilecek olan bu hizmet ile birlikte bu kolaylık da ortadan kalkmış olacak. Ama kim bilir belki de daha iyi bir sitem getirilir yerine. Çünkü dediğim gibi google daha kullanışlı olanın peşinde hep. Bu arada bloglarımızda kullandığımız “izleyiciler” eklentisinin de gelişmiş özelliklerini buradan ayarlıyorduk. Hizmete son verilmesi durumunda blog sahipleri bu ayarlamaları yapamayabilir artık. Varsayılan şekilde kullanmak durumunda kalırlar. Elbette bir süre sonra kodlarla bu soruna da çare bulunacaktır ama ben düşündüm ki hala bu ayarları yapmak basitken arkadaşlarıma nasıl yapabileceklerini göstermekte fayda var. İzleyiciler eklentisini varsayılanın dışında kullanmak isteyen arkadaşlarımız 1 Mart’a kadar hizmette olacak Google FriendConnect’ten aşağıda anlattığım şekilde değişiklikler yapabilirler.





Google Plus(Google +) 'a kimse zorlamadan da geçerim diyenler buraya , zaten üyeliğimi aktifleştirmiştim diyenler Naysting'i oradan da izlemek yani çevrelerine eklemek isterlerse buraya, kendi blogunuza da böyle bir sayfa açmak isterseniz (facebooktaki sayfa olayı gibi) buraya tıklayın.

Artık kendinize iyi bakabilirsiniz.
Read On 0 Yorum

Zamanda Yolculuk Olasılığı

Perşembe, Şubat 09, 2012

Bu kitap Einstein ile ilgili okuduğum üçüncü kitap . “ Dünyayı Değiştiren Beş Denklem” kitabını da sayarsam dördüncü. Ama o kitap büyük bir bölümünde Einstein’dan söz ediyor olsa da sadece onu anlatan bir kitap olmadığı gibi kişilerden çok buluşlarının dünyaya etkilerinden bahşetmişti. Bu yüzden üç buçuk kitap diyebiliriz toplamda. Diğer ikisinden birini daha önce burada paylaşmıştım. “Benim Gözümden Dünya” . İkincisi de “ Einstein’ın Kahramanları”. Ondan henüz bahsetmedim. Ama güzel bir kitaptı. İlgilenenler okusun. Benim ayrıntılı olarak bahsetmemi beklemesin.

Uzun bir zaman önce alıp okumaya başladığım ve aralıklarla okuduğum bu kitabın adı “Einstein Evreninde Zaman Yolculuğu” . Yazarı dünyaca tanınmış bir bilim adamı olan Astofizik Profesörü “ J.Richard Gott” . Kitabın editörü Prof. Dr. Cengiz Yalçın’ın kitaba katkısını da atlamamak lazım. Neden okudum ? Farkındaysanız bu soruyu son birkaç kitapta sordum. Belki neden okuduğum sorusuna verdiğim cevapların sizin de kendinize soracağınız “Neden okuyayım ?” sorusuna cevap vermenizde yardımcı olur diye düşünüyorum. Einstein’ı merak ediyordum, meşhur izafiyet teorisini de, Einstein’ın diğer düşüncelerini de , onun insanlık için neden önemli biri olduğunu da, zamanda yolculuğu da merak ediyordum. Evreni merak ediyordum. Bilim tarihi dersinde de sunum yapmak istediğim bilim adamının adıydı “Einstein” . Ve gidip bir sürü kitap aldım, bir sürü makale okudum, belgeseller izledim. Çok ilginç ve farklı bir sunum yaptım. Çok beğenildi ve akıllarda yer etti. Bu kitap o dönem aldığım kitaplardan biriydi işte.

Zamanda yolculuk kim olursa olsun, hangi alanla ilgili olursa olsun merak uyandıran bir konu. Bu konudan ilham alınarak meydana getirilmiş onlarca film ve kitap var. Hayalgücü zengin senaristler için daha onlarca film çıkar bu konudan. Hem izleyenlerin bu filmleri daha sağlıklı özümleyebilmesi hem de yazar veya senaristlerin hayalgücünü zenginleştirmesi açısından bu kitap oldukça yararlı olacaktır. Üstelik karmaşık bir konuyu elinden geldiğince basitleştirmeye çalışmış somutlaştırarak anlaşılmasını kolaylaştırmış olması nedeniyle yazar Gott’a teşekkür etmeliyiz.




Kitabın başında orjinalinde olmayan 25 sayfalık bir ek var. Burası editöre ait. İyi ki burayı kitaba eklemiş. Çünkü sunumum için bu kitapta bana sadece burası faydalı oldu. Einstein’ın fırtınalı yaşam öyküsü, özel görelilik ve genel görelilik konuları “Aklın Efendisi Einstein” başlığı altında verilmiş burada. Sonrasında Richard Gott almış mikrofonu ve 260 sayfa konuşmuş. Nelerden mi bahsetmiş ? Bir zaman makinesi ile neler yapılabileceğini , zamanda yolculuk paradokslarını , ışınlanmayı , paralel evrenler teorisini ve diğer zaman yolculuğu teorilerini “Zamanda Yolculuk Rüyası” başlığıyla anlatmış.

İkinci bölüm “Zamanda Geleceğe Yolculuk” . Burada “ Hareket eden bir saat neden geri kalır?” , Roketler neden ışıktan daha hızlı gidemez ? gibi ilginç sorulara bilimsel cevaplar verilmiş ve evrenin kaç boyutlu olduğu yönündeki görüşlerden bahsedilmiş.

Üçüncü bölümün konusunu bir önceki bölümde tahmin etmişsinizdir. “Geçmişe Yolculuk” . Aslında hepimiz geçmişi görüyoruz. Aynadan kendimize bakarken bile. 45 ışık yılı uzaklıktaki belki de yıllar önce sönmüş olan kuyruklu yıldıza baktığımızda onun 45 yıl önceki halini görüyor olmamız gibi geçmişe gitmenin mümkün olduğunu biliyoruz. Şimdi uzayın çok uzak bir noktasında bulsak kendimizi ve özel bir dürbünle baksak dünyaya belki de Fatih’in İstanbul’u fethini görebiliriz. Peygamber Efendimizin Veda Hutbesini de öyle. Kitapsa böyle bir gerçeklikten farklı olarak geçmişe dönüp onu değiştirebilmenin mümkün olup olmadığını ele almış. Hatta girişte A.H.R Buller’den şöyle bir alıntı yer alıyor “ Bight adından genç bir kız vardı. Işıktan daha hızlı uçabilirdi. Bir gün yola çıktı. Göreli bir yola. Yola çıkışından bir önceki gece eve döndü” . Uzay zaman eğrisi, kozmik sicimler, karadelikler, gödel evreni ve benzer şeyler anlatılmış.

Her bölümde ne anlatıldığını uzun uzun yazmaktan vazgeçtim ben. Kısaca başlıkları söylüyorum ve bu yazıyı daha fazla uzatmıyorum. Dördüncü bölümün başlığı , Zamanda Yolculuk ve Evrenin Başlangıcı. Beşinci ve son bölüm ise “ Gelecekten Rapor” .

Yazıyı bitirmeden önce bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabın güzel olması okumaktan zevk alacağınız anlamına gelmez. Bu konular ilginizi çekmiyorsa ve merak etmiyorsanız tüm bunları; Okumayın. Şimdi kitabı çevirip baktım arkasına fiyatı ne kadarmış diye. Çok değil 10 Tl. Alıp baksanız da sorun olmaz yani. Pahalı olsaydı merak etmiyorsanız kesinlikle okumayın derdim. Ama belki okuyunca merak edersiniz.

Kendinize iyi bakın.
Read On 6 Yorum

.........♫ Ne Dinliyorum ♫.........


Angus & Julia Stone - Paper Aeroplane
Ne Dinledim ?              Ŧคtเђ

Son Güncelleme

  • Fişleme | Kısaca Fd - Ellerinin üzerindeki henüz pıhtılaşmış kanları temizlemek için mutfağa girdi ve az önce öldürdüğü adama ait kanları tezgahın üzerinde duran büyük cam şişed...
    3 yıl önce

------------Süper Lig--------------



Ne Okuyorum ?

Nice Things

Haftanın Blogu                     Haftanın Yazısı

Haftanın Videosu              Haftanın Fotoğrafı

Herkesin Bir Popisi Vardır

Related Posts with Thumbnails

Sohbet Koyu.. Sen de Katıl !

................Çay da var hem. Çay içen mi?...........


................Çay Erdal Bakkal'da içilir ................

Son Yorumlar